AI İLE ENTEGRE OLMUŞ BİR HAYAT YAŞAMAK NASIL MÜMKÜN OLACAK?
AI (Yapay Zeka – Artificial Intelligence) artık hayatımıza girdi gibi söylemler bile geride kaldı artık. Ne çabuk geçiyor merhaleler bu alanda. Daha birkaç ay önce inanılmaz bir adım atıldı veya mühim bir yenilik geldi gibi duyurduğumuz AI konu başlıkları şu an eskidi ve belki demode kaldı. İşin garibi şu anki yeniliğe adapte olmak için öncekileri de öğrenmek ve gelişimi izlemek gerekiyor. Muazzam bir yekûn oluşuyor bu alanda çalışanlar için. Önceki yazılarımda ifade ettiğim gibi; eskiden bir buluşun meydana gelmesi ile onun hayatın akışına ve insanların kullanımına girmesindeki çevrim 1 yıl veya daha fazla sürerken şimdi bu çevrim birkaç hafta. Yani diyelim ki AI alanında bir önemli adım atılıyor ve birkaç hafta içinde tüm dünyada insanlar bunu kullanıp hayatını kolaylaştırmaya veya değiştirmeye başlıyor.
O zaman artık AI ile gelen yenilikleri hayatımıza entegre etme sürecini hızlandırmalıyız. Önceki yazılarımda ilk başlayanlar ne yapmalı diye bazı önerilerde bulunmuştum zaten. Bu yazıda hem kurumsal hamleleri hem de daha farklı noktaları gündeme taşımak istiyorum.
Entegrasyon alanlarından birisi Kültür ortamı olarak ifade edilebilir. Dünya artık global bir köy. Dünyanın her tarafı ile iletişim halinde olmak gereken bir dönemdeyiz. Kendi küçük dünyasında kalmak isteyenler için sözüm meclisten dışarı. Mesela e-mail yazışmalarında dünyanın batısı ile doğusu arasındaki kültür farklılıklarını AI ile yorumlayıp o bölgelerin dinamiklerini dikkate alan bir içerik oluşturabiliriz. Uzak doğu ülkelerine yazılacak e-mailin yazım tonu (samimi veya resmi bir dil kullanılması gibi) ile Avrupa veya USA’ e yazılacak e-mailin tonu aynı olmuyor. Birisinde resmi ve dolaylı anlatım gerekli iken diğerinde samimi ve net ifadeler gerekiyor. Bu tarz seçimi o ülkelerin kültürü ile alakalı bir sonuç. İşte bu farklılıkları benim bilmem gerekmese de bu meseleleri çok çok iyi bilen bir dil modeli ile (ChatGPT, Calude vb.) çalışmak yeterli olacak. Bunun için elimdeki dil modeline bazı kriterler söylemem yeterli olacak: 1. Priming, yani sen şöyle bir kişi olarak cevap oluştur demek (mesela “Japon Kültür ve Edebiyatını bilen bir tercüman olarak hareket et” demek gibi) 2. Background vermek, yani olayla alakalı genel çerçeveyi çizerek hangi bağlamda meseleyi ele alacağını bildirmek 3. Specific olmak, yani konuyu genel olarak ele almak değil aksine detaylarını vererek ona özgü cevaplar üretmesini sağlamak. Bu teknikleri herkesin bilmesi mümkün değil ama artık kurumların, şirketlerin bu manada eğitimleri personeline aldırarak bireysel yeteneklerini artırmaları icap ediyor. AI’dan daha kaliteli ve daha efektif cevap almanın yolu bu şekilde “prompt engineering” dediğimiz tarzı öğrenmekten geçiyor. Birçok yazımda ifade ettiğim gibi bu bir gereklilik, 7 den 70 e. Olsa iyi olur mesabesinde değil artık. Tabi yine bu cümleler kendi küçük dünyasında kalmayı tercih etmeyenler için. Kurumlar, AI konularını el almak üzere belli periyotlarda meslek içi eğitim amacıyla workshop tarzı etkinlikler düzenleyerek bu konuların kurum içinde paylaşımını artırmalı ve bu kültürü yaygınlaştırmalılar.
AI kullanımındaki entegrasyon açısından diğer başlık olarak iletişimi ele alabiliriz. AI ile iletişimin biçimini ele alacağım burada. AI alanındaki dil modelleri bazen cevabı bilinen soruya doğru cevap vermeyebilir. Aldığı eğitimden dolayı bu sonuç oluşabilir, bunun teknk detayına girmeyeceğim burada. İşte bu noktada da “Chain of Thought (Düşünce Zinciri)” metodu devreye giriyor: Herhangi bir meseleyi sorarken bir düşünce zinciri bağlamında sormak. Bu metot, AI modelinin karmaşık görevleri adım adım anlaması ve bu doğrultuda sonuç üretmesini sağlar. Bu teknikte, modele görevleri küçük, anlaşılır adımlarla sunarak daha mantıklı ve detaylı yanıtlar alınması amaçlanır. Sonuç olarak AI ile bizim aramızdaki efektif iletişim kurabilmek istenen doğru ve detaylı sonuçlara ulaşmayı mümkün kılar.
Son başlığı biraz daha gelecek nesillere hitap ederek yazıyorum. Biraz teknik olabilir ama bu satırlardan faydalanacak insanlar olacağını düşünerek yazıyorum. Konu başlığı “multi-agent” olarak adlandırılan farklı ekiplerin veya heyetlerin bir araya getirildiği sistemler. Bunu şöyle düşünebiliriz; bir iş yapacağız ama konsültasyona ihtiyaç var. Örneğin işin içinde mimar olacak, mühendis olacak, inşaat ustası olacak, tesisatçı olacak vb. İşi ortaya çıkarırken ben bu projenin yürütücüsü olarak bu ekiplerin hepsini aynı projede bir araya getireceğim ve hepsinin uzmanı olduğu alanlardan destek alacağım. Aynen öyle de, dil modellerinde (ChatGPT) büyük kapsamlı proje çalışmalarında (küçük işlerde de olabilir tabili) farklı ekipleri bir araya getirerek onların kim olduklarını tanımlayıp o desteği almış olacağım. Herkes kendi işini yapacak. Bütün bu işleri tek dil modeline yaptıramaz mıydım? Belki olabilirdi ama bu daha doğru bir süreç. Buradaki ekiplerden kast ettiğim farklı teknikler değil. Aslında bildiğimiz şeyler; ChatGPT, Google, Kitaplar, PDF kaynaklar vs. Projeye olan maliyetine bağlı olarak ücretli veya ücretsiz tüm modelleri ve kaynakları kendi projeme katkı koymak üzere bir araya getirip, onların birbiriyle konuşup anlaşmalarını temin ediyorum. İşin aslı bu kadar. Dikkat ederseniz artık ekipler insanlar değil, “agent” denilen bu yardımcı heyetler. Bu iş nereye gidiyor sorusunu daha önceki yazılarımda ele almıştım.
Bu yazımızda AI ile entegrasyonu nasıl sağlayabileceğimiz ve gelecek nesillerin AI ile entegrasyonu sonucunda başarıya ulaşabileceklerini ifade etmeye çalıştım. Tekrar görüşmek üzere…
0 Yorum