Bülten 25

Erzurum, Doğu Anadolu’nun karasal ikliminin tam ortasında, kış boyunca adeta bir buz kütlesine dönüşüyor. Şehirde, sıcaklıklar -20 dereceler ve daha da altına kadar düşerken bu duruma bağlı olarak ısınma maliyetleri de uçuşa geçiyor. Doğal gaz faturaları, evlerin içine hapsolmuş insanları adeta bütçesinin çok ötesine sürüklüyor.

Bir taraftan ekonominin boğuştuğu enflasyon, diğer taraftan soğuk kış şartları…

Bu noktada, Erzurum'dan milletvekillerimize, belediye başkanlarımıza ve AK Parti İl Başkanı'na düşen önemli bir sorumluluk var. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 14 Aralık'ta Erzurum’a yapacağı ziyareti bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. Bugün, her zamankinden daha fazla, Erzurum'un soğukla mücadele eden vatandaşlarının sesi olmalı ve bu çağrıyı Sayın Cumhurbaşkanımıza iletmeliyiz…

Tabii öncelikle Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nde Erzurum’a tanınan ayrıcalıklara göz gezdirmemiz de faydalı olacaktır diye düşünüyorum:

Erzurum'da Kanuni Sultan Süleyman devrinde, Erzurum beylerbeyi olan Lala Abdülhakim Mustafa Paşa tarafından 1563'te yaptırılan Lalapaşa Cami'nin girişinde kitabe asılı bulunmaktadır. Bu kitabe, Osmanlı padişahlarından 4. Mehmet tarafından yazdırılan vergi muafiyetini konu edinmiştir. Şöyle ki Osmanlı Padişahı 4. Mehmet'in Erzurum'a ziyareti, bölgedeki sosyal ve ekonomik hayatı incelemesi sonrasında bu fermanın  hazırlandığı anlaşılıyor. Padişah, Erzurum'da bazı vergilerin kaldırıldığını bildiriyor. Osmanlı döneminde mevsim şartlarının çok zor olması ve merkeze uzaklığı nedeniyle kalıcı olarak vergi muafiyeti sağlanan Erzurum, günümüzde aynı iklim koşullarıyla mücadele ederken devlet teşviklerinden en az yararlanan illerimiz arasında yer alıyor. Devlet teşviklerinden yeterince yararlanamaması nedeniyle Erzurum şehri sürekli göç veren şehir konumundadır. Ayrıca büyükşehir olma kimliğinden her geçen gün uzaklaşmaktadır… (Fermanın tam halini merak edenler için yazımın en alt kısmında tam haline yer verilmiştir.)

Osmanlı İmparatorluğu Dönemi’nden şimdi günümüze bakalım ve verilen vaatleri hatırlayalım:

Şehrimize yeni stadyum projesi, batıyla ulaşımımızı güçlendirecek olan ve Sivas’tan bu tarafa bir türlü gelemeyen hızlı tren projesi, şehir merkezi için yıllardır her seçim döneminde söz verilen ama seçimlerin ardından bir sonraki seçim vaadi olarak yeniden gündeme getirilen 20 km’lik hafif raylı sistem projesi, henüz yapımı tamamlanamayan tünel projeleri, 2025 yılına günler kalmışken uçak seferleri konusundaki yetersizliklerin aşılamaması, bölge müdürlüklerimizin birer birer kapatılması, hayvancılığın başkenti sayılan Erzurum’a Besi İhtisas Hayvancılık Organize Sanayi Bölgesi’nin bir türlü yapılamaması ve hatta bu güzelim projenin Ordu’ya kurulmasının uzaklardan izlenerek yetinilmesi, birinci derece deprem bölgelerinde kentsel dönüşümü hızlandırmak için hükümetin yaptığı “Yarısı bizden” kampanyasına birinci derece deprem bölgesi olmamıza rağmen şehrimiz Erzurum’un dahil olmaması… gibi konuları daha sonra yeniden hatırlatmak üzere bir kenara bırakalım, doğalgaz faturalarında en azından en fazla oy aldığınız illerde zirvede olan Erzurum’a KDV vergi muafiyeti sağlayın da bu halktan alınan oyların hakkını vermiş olun!

Sayın Cumhurbaşkanımızın kulağına gitmesi gereken bu serzenişimde vurgulamak istediğim asıl konu, Erzurum’daki her bir hane ve işletmenin çetin kış şartlarında zaruri ısınma giderinin ekonomik bedelini, gelir eşitsizliğine dayalı sistemde ödemek zorunda bırakılmamasıdır.

“Peki kardeşim! Erzurum halkının oyları ile seçilmiş siyasilerimize bu noktada düşen sorumluluk nedir?” Diye sorarsanız onun cevabı da aşağıdadır:

Şehre yönelik yatırımların hızlandırılması için önemli bir fırsat olan Sayın Cumhurbaşkanımızın Erzurum’a yapacağı ziyareti; yalnızca yerel yöneticilerin değil, aynı zamanda Erzurum’dan seçilmiş tüm partilerin milletvekillerinin de sorumluluğundadır. Erzurum’daki her bir milletvekili, seçim bölgelerindeki vatandaşların taleplerini, sorunlarını ve umutlarını sayın Cumhurbaşkanımıza iletme görevini üstlenmelidir.

Ancak burada bir nokta var ki, halkın beklentisi ve milletvekillerimizin yaklaşımı arasında bir uçurum oluşmuş gibi görünüyor. Erzurum’un ve doğunun zorluklarını en iyi bilenler, bizleriz. Birçok Erzurumlu, doğalgaz faturalarının yüksekliğinden şikâyet etmekte fakat çözüm önerileri duymaktan mahrum kalmaktadır. Burada, AK Parti İl Başkanı ve milletvekillerimizden beklentimiz, bu sorunu doğrudan Cumhurbaşkanımıza iletmeleri ve Erzurum’a özel, hatta çetin kış şartlarının hakim olduğu tüm şehirlerimize özel yılın belli döneminde (Aralık, Ocak ve Şubat aylarında olmak üzere) vatandaşın cebini büyük oranda rahatlatabilecek bir doğalgaz indirimi veya hiç olmazsa KDV muafiyeti talebini dillendirmeleridir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Erzurum ziyaretinde, Erzurum milletvekillerimizin ve AK Parti İl Başkanımızın, bu sorunun çözülmesine yönelik ciddi bir öneri sunmalarını bekliyoruz. Doğalgaz faturalarındaki yüksek vergiler, özellikle soğuk illerde yaşayan vatandaşlar için büyük bir yük oluşturuyor. Erzurum başta olmak üzere, kış şartlarından en çok etkilenen iller için, doğalgaz faturasındaki vergi yükünün hafifletilmesi, belki de bu kış döneminde halkın en çok beklediği adımlardan biridir.

Halkın sesini duyuran bir siyasi hareket, sadece yerel seçimlerde değil, genel seçimlerde de vatandaşın gönlünde yer edinir. Erzurumlu, sadece iktidardan değil, aynı zamanda kendisini anlayan diğer siyasi temsilcilerden de destek bekliyor.

Bu yazı, bir köşe yazısı olarak kalmamalıdır; milletvekillerimizin ve yerel yöneticilerimizin Cumhurbaşkanımıza iletecekleri bir dilekçe olmalıdır. Çünkü Erzurum’un kışı, yalnızca havaların soğuk olduğu bir mevsim değil, aynı zamanda siyasi sorumlulukların daha fazla hissedildiği bir dönemdir.

Zira, bir kış boyunca ısınabilmek, bir ailenin bütçesinin sarsılmaması için kritik öneme sahiptir. Erzurum’un soğuk iklimi, sadece bizleri değil, tüm ülkenin ortak sermayesini etkileyen bir meseledir. Eğer bu sorun çözülmezse halkın güvendiği siyasi liderlerin ve temsilcilerinin bu güveni kaybetmesi kaçınılmaz olacaktır.

Yukarıda bahsettiğim ferman şu şekildedir:

Cihanın kendisine itaat ettiği, hükümdarın fermanı, taç sahibi padişahın

apaçık buyruğu ve hüdevendigârın şerefli emiri, giriş Fatihi Ebü’l-feth ve’n-nasr Sultan Muhammed Han (Allah ona yardım etsin) hükmiyle yazılmıştır. Yegane görevi ve dileği Allah’ın rızasını istemek Resulünün sünnetini diriltmek ve Allah’ın emrini yüceltmek

yaratıklara şefkat olmak için cihanın kendisine itaat ettiği padişahın (benim) hükmüm şöyledir:

Erzurum eyaletinde yaşayanlardan bulgur ve buğday teklifi, din ve kanuna aykırı olarak gereğinden fazla alınan akça, öşür akçayı, ve hisseyi ödeyip çiftçilik yapmayan Kürtlerden perakende olarak alınan odun teklifi, kışlak vergisi, otlak teklifi, muaf akçasını, atları kışlaya verme teklifi, yıllık arpa ve develeri besleme teklifi, paşaya bağlılara ödenen vergiyi, köyleri kışla olarak verme teklifi, konak akçası ve koyunsuzlardan koyun adedi, yıllık saman ve yağ teklifi ve post vergilerini, teftişi, kilise ve namaz kılmayan teftişi, bez, iplik akçası ve gılman bedeli. Bir yere bağlandıktan sonra alınan vergileri, tekrarın ödenen gılman bedeli akçasını, kıl tırpan akçasını, katır ve deve akçasını ve iş bu anılan yirmi üç adet teklif ve vergiyi yasaklayıp kaldırdım. Bundan sonra adı geçen eyalete vali olanlardan diğer hakimlerden her kim bu yazılanlardan birini alır ve isterse Allah ve Resulünün laneti üzerine olsun. Soylu evlatlarından, büyük vezirlerden ve yüce vekillerden her kim Osmanlı eyaletinde bu zulm ve bidatlardan razı olursa Allah’ın, meleklerin ve bütün inananların laneti onların üzerine olsun.