manset ustu
YAPAY ZEKA EĞİTİM ALANINDA NELER YAPMAYA MUKTEDİR ?
Telefon
WhatsApp
YAPAY ZEKA EĞİTİM ALANINDA NELER YAPMAYA MUKTEDİR ?

Bu yüzyılın en büyük icadı diye nitelendirilen internetin ve belki ikinci sırada yer alabilecek cep telefonunun yanına hemen yazabileceğimiz diğer kavram, yapay zeka olmalı. Önceki yazılarımda belirttiğim üzere bugünlerde canlı yaşanan bir devrimin içinden geçiyoruz. 

 

Bu yazının konusu olarak yapay zekanın eğitim alanında neler yapabileceğini değerlendirelim. Tüm komplo teorilerini ve bu manada iş kaybı yaşanabilecek mesleki konu başlıklarını bir tarafa bırakarak, yapay zekanın eğitim sektöründe neleri başarma potansiyeli olduğuna bakalım. 

İki noktaya odaklanmak gerekeceğini düşünüyorum. İlki dünyada 100 milyon, Türkiye’de 1 milyon sayıda olan öğretmenlerle alakalı planlamalar, diğeri de uygulanacak eğitim modelinin modifikasyonu ile alakalı planlamalar. Öğretmenler açısından sayının milyonlar mesabesinde çok olması kısmını hızlı biçimde AI (Yapay Zeka) teknolojileri ile aşmak mümkün. Yapay zekanın bu noktada bir avantaj olarak kullanılması imkân dahilinde. Yarının öğretmenini yetiştirecek veya değiştirecek projeler geliştirilmesi elzemdir. Bu başlıkta farklı ülkelerde çeşitli projeler yürütülmektedir. Peki burada öğretmeni yeni dönemde yine sınıfın merkezinde tutabilecek miyiz? Yoksa yeni bir rol mü biçmek durumundayız? Bugünkü alışkanlıklar ve mantalite ile yürünemeyeceği kesin. Zira yapay zekanın yıkıcı bir devrim olduğunu ve dünyadaki tüm sektörlerin alışkanlıklarını kökünden değiştireceğini daha önce yazmıştım. 

 

Yeni dönemde yeni bir öğrenme modeli ve performans takibi modeli geliştirilmesi gerekmektedir. Yapay zeka her alanda insanlara bireysel asistan şeklinde yardım ettiği gibi eğitim alanında da öğrencileri asiste edeceği günleri yakında göreceğiz. Her öğrenciye kendi öğrenme tarzına göre (örneğin sözel yetenekleri veya sayısal yeteneklerine) özelleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunarak, onların bireysel öğrenme stillerine ve ihtiyaçlarına uygun şekilde destek olacak bir eğitim modeli uygulanacak. Yapay zeka algoritmaları vesilesiyle, öğrencinin öğrenme karakteri modellenip ona uygun eğitim yaklaşımı tatbik edilecek.  Öğrencinin akademik başarısını artırmada çok önemli bir rol oynayacak bu yaklaşım, özgüven artışına da yardım edecek. İşin diğer bir tarafı da öğrencinin performansını takip noktasında yapılacak uygulamalar. Burada da yine yapay zeka tabanlı algoritmaları kullanarak öğrencinin kendisine uygulanacak her türlü aksiyona göstereceği reaksiyonlar anlık olarak ölçülecek ve tahmin algoritmaları vesilesiyle ileri dönem performansı ortaya konulacak. Okulların öğrenci alım koşullarından tutun daha birçok karar mekanizması bu yaklaşıma göre şekillenmiş olacak. Bu bahsettiğim yeniliklerin uygulaması çok ileri bir zaman diliminde değil, aksine çok yakında olacak. Şu an benim danışman olarak bulunduğum bir projede, Avrupa’da öğrenci ve öğretmen performansını yukarda ifade ettiğime yakın tarzda değerlendirmek için bir uygulama geliştiriliyor. 

Bahsettiğim yeni modelin dünya ölçeğinde getirdiği çok büyük bir katma değer var. Bu teknoloji, dezavantajlı grupların öğrenme kayıplarını giderme ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlama potansiyelinden dolayı müthiş bir değer oluşturacaktır. Bu teknolojilerle ilgili en heyecanlandırıcı şey, nerede yaşarsa yaşasın her öğrenciye kendi özelinde ve coğrafyasında olmak üzere dünya ölçeğinde imkân sunulacak olması. Eğitimle alakalı duvarlar ve sınırlar aşılıp tabiri caizse artık her öğrenci tek bir sınıfın öğrencisi olma şansını yakalayacak. Bu sayede dünya daha yaşanılası bir yer haline gelmez mi sizce de? Fırsat eşitliğini tüm dünya çocuklarına AI üzerinden kavuşturmak, büyük bir rüyayı gerçekleştirmek gibi. Bugünlerde bu amaç uğruna ciddi çalışmalar yapan Khan Academy kurucuları, Afrika özelinde bu projelerini yürütmeye başladılar bile. Bill Gates vesilesiyle bu yeni teknolojinin uygulanmasından hepimiz haberdar olduk. 

 

O zaman, yeni dönemin eğitim alanındaki anahtarı, bireyselleştirilmiş eğitim ve takip mekanizması. Öğrencinin karakteri neyse, ona uygun eğitim planı. Sınırlar kalkmış olacağı için en iyi öğretmenden en uygun metot ile ders alma imkânı artık çok kolay. Belki ilerleyen günlerde geliştirilmiş hologram teknolojisi ile öğrenciler sınıflarında o alanın en iyi öğretmenleriyle buluşacaklar. Hababam sınıfının ünlü Mahmut Hoca’sı, herkesin hatırlayacağı film repliğinde ne diyordu: “Okul; dört yanı duvarla çevrili, tepesinde dam olan yer değildir.” Şimdi tam da bu sözün gerçekleştiği bir dönem gidiyoruz. Lakin oradaki gibi bir ormanlık alana sınıf kurarak değil tüm dünyayı en mükemmel sınıf ortamına çevirerek. 

Peki bu ortamda öğretmenlerin yeni rolü ne olacak? ChatGPT’yi yasaklarsak sorunlar çözülüyor mu? Hayır, asla! Yasaklamak yerine onu kullandırmaya teşvik çok daha önemli. Ama bugüne kadarki klasik ödevlerle bu olmayacaktır. Eski tarz ödevlerin, -bu ödevleri daha uzun yıllar vermeyi düşünenler halen vardır- ChatGPT ile saniyeler içinde yapılabildiği bugün tarzımızı değiştirmemiz gerekli. ChatGPT kullanılsın ama öğrenci daha büyük ölçekli bir proje ödevi ile muhatap olsun artık. Projenin çerçevesini planlasın, adım adım çözmeyi öğrensin, küçük parçalara ayırıp bu çağın en önemli düşünme biçimi olan analitik düşünebilme yeteneklerini geliştirsin. Öğretmenlerin yeni dönemde verimliliklerini artırmak için harika fırsatlar var. Çünkü hamaliye olan işlerin çoğu artık ChatGPT gibi modellerle yapılabilecek. Öğretmenler artık eğitimi daha iyi nasıl yapabileceğine odaklanabilecekler. Verimlilik arttığında bütün toplum bundan faydalanacaktır, zira insanlar işte ve evde başka şeyler yapmak için daha özgür bir ortam elde etmiş olacaklar. 

 

Yeni dönemler her zaman yeni fırsatlarla beraber geliyor. Ama değişime direnenleri de önüne katıp götürüyor. Yapay zekanın pozitif manada en çok etkileyeceği sektör hiç şüphesiz eğitim alanı. Bu gelişmeleri hep beraber izleyelim ve görelim. Ama daha önemlisi içinde olmaya çalışalım. 

 

dezz buuu

1 Yorum

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!