YAPAY ZEKÂ ALANINDA 2025 YILINDA YAŞANACAK MUHTEMEL GELİŞMELER
Çok hızlı gelişmeler yaşanılan bir alanda gelecek öngörüsünde bulunmak zor ama elbette bazı işaretlere göre değerlendirme yapacağım.
Yapay zekâ, hızla gelişmeye devam eden ve giderek daha fazla sektörün içine sızan bir teknoloji. Daha birkaç gün önce ChatGPT’ nin üreticisi olan OpenAI firması SORA isimli video üretim aracını duyurdu. Bir devrim niteliğinde gelişme. Çünkü tüm sektörü etkileyecek cinsten. USA’de 800 milyon dolarlık bir film platosu yatırımı yapmayı düşünen ünlü bir oyuncu SORA’ nın yayınlanması ile bu fikrinden vazgeçtiğini açıkladı. Bu tarz gelişmelerin önümüzdeki yıl artacağından şüphe yok. 2024 yılının Yapay zekanın benimsendiği yıl, 2025’ in ise yapay zeka dönüşümünün yılı olacağı ifade ediliyor.
Bu yazıyı ele alırken hem kendi görüşlerimi hem de sektördeki önemli kurumların raporlarını dikkate alarak hazırladım. Ayrıca yazının daha rahat okunması açısından maddeler halinde muhtemel gelişmeleri aktarmak istiyorum.
Yapay Zeka Ajanları (AI Agents)
Ajan kelimesini şöyle anlayabiliriz; sizin adınıza belli işleri gören birileri ya da aracılar. Bu yılın son aylarında ortaya çıkan ve inanılmaz bir sıçrama potansiyelinde olan kavram. Yapay zekâ ile ilgili işleri arka planda organize eden ve sizin sadece bir komutunuz neticesinde birçok iş kalemini arka planda yürüten bir genel sistem bu. Örneğin bir ev inşa ederken mimari proje için mimar, inşaat Mühendisi, tesisatçı, elektrik vs. tüm ihtiyaçlar için birilerinin çalıştırılması ve bunları idare eden bir şef. İşte AI Agents dediğimiz Yapay zekâ ajanları genel bir iş tanımını aldıktan sonra farklı kaynakları devreye alıp işi neticelendiren bir Şef gibi hareket ediyor. Bütün sistemi bir kez kurduktan sonra artık her şey otomatize edilmiş oluyor. Bu sistemler artık sadece otomasyonla ilgili değil karmaşık ve çok adımlı görevleri otonom olarak yerine getirebiliyorlar. Gartner, McKinsey, IBM ve Forrester gibi sektör devleri bu ajanlarla alakalı gelişmeleri ilk sırada ifade ediyor 2025 yılı için. Birçok işletmenin mevcut sistemlerini Agent’lar ile tekrar kurgulayacağı bir dönem olacak. Bu alanı çok dikkatli takip etmenizi ve tüm hayatı nasıl değiştireceğini görmenizi tavsiye ederim.
Endüstri 4.0 alanında Gelişmeler
Otomasyonun arttığı bu dönemde, Yapay Zekâ daha az müdahale gerektiren süreçlerin tasarlanmasını mümkün kılacak. Robotik süreç otomasyonu (RPA) ve yapay zekâ destekli üretim süreçleri, fabrika ortamlarında daha yüksek verimlilik ortamı sağlayacak. Özellikle predictive maintenance (öngörücü bakım) sistemleri, endüstriyel makinelerin bakımlarını önceden tahmin edebilecek. Bu sistemler, makinelerin arızalanmadan önceki sinyalleri analiz ederek bakım zamanını optimize edecek ve operasyonel kesintileri en aza indirecek. Ayrıca, bu tür yapay zekâ tabanlı çözümler, üretim hatlarında real-time data analysis kullanarak proseslerin sürekli izlenmesini ve optimize edilmesini mümkün kılacak. Yapay Zekânın bir başka etkisi, üretim süreçlerinde insan-robot etkileşimini iyileştiren gelişmiş güvenlik protokollerinin uygulanması olacak.
Yapay Zekâ ve Sağlık: Kişiye Özel Tedavi ve Hızlı Teşhis
Sağlık sektörü, yapay zekanın etkisini en derinden hissedecek alanlardan biri. 2025’te, Yapay Zekâ tabanlı sağlık uygulamaları kişiye özel tedavi yöntemleri geliştirmede devrim oluşturma potansiyelinde. Geçen aylarda bir meyve sivrisineğinin beyninin tamamı modellendi ki normalde bu işlemin birkaç yüzyıl sürecek bir iş yoğunluğunda olduğu ifade edilmişti. Ayrıca, hastalıkların erken teşhisinde yapay zekâ kullanımı yaygınlaşacak. Yapay zekâ, hastaların tıbbi geçmişlerini analiz ederek daha doğru teşhisler koyabilecek ve tedavi süreçlerini optimize edebilecek. Bununla birlikte, robotik cerrahi ve uzaktan sağlık hizmetleri gibi uygulamalar da hız kazanacak. Hastaların triyajını yapmak veya randevuları planlamak gibi bir zamanlar manuel çabaya dayanan görevler artık zamandan tasarruf sağlayan ve doğruluğu artıran akıllı sistemler tarafından destekleniyor. Araştırma alanında da yapay zekâ ilaç keşfini hızlandırıyor ve potansiyel tedavileri her zamankinden daha hızlı pazara sunuyor.
Kişiselleştirme başlığı aslında her alanda etkisini hissettirecek gelişme adımı. Bu kavram Hiper kişiselleştirme olarak yani süper ötesi kişiselleştirme şeklinde ifade ediliyor. Yapay zekâ daha da kişiselleşiyor. Özel yapay zekâ temsilcileri, kişiselleştirilmiş satış erişimi ve kişisel yapay zekâ müşterileri, şirketlerin artık bireysel ihtiyaçları karşılama yöntemlerinden sadece birkaçı. Perakende, sağlık ve finans gibi sektörler, müşteri etkileşimini derinleştirmek ve sadakat oluşturmak için hiper-kişiselleştirmeye yöneliyor. 2025 yılında, daha fazla şirket yapay zekaya yatırım yaptıkça bu kişiselleştirme daha da artmış olacak.
Siber Güvenlik alanları
Tüm yapay zekâ gelişmeleri aslında bir tehditin de yükselişini beraberinde getiriyor: Siber Güvenlik sistemleri. Çünkü saldırı yapmak ta artık daha kolay. 2025 yılında Yapay Zekâ destekli siber güvenlik çözümleri, geleneksel yöntemlere göre çok daha hızlı ve etkili olacak. Özellikle anomaly detection (anormallik tespiti) ve intrusion detection (saldırı tespiti) sistemleri, yapay zekâ algoritmaları tarafından sürekli analiz edilerek siber saldırıları çok daha erken bir aşamada tespit edebilecek. Bunun yanında, AI-powered threat hunting (Yapay Zekâ destekli tehdit avcılığı) teknolojileri, sistemlerdeki potansiyel zayıf noktaları ve tehditleri önceden analiz edip tespit etmek için kullanılacak. Bu, saldırganların sistemlere girmesini engelleyen dinamik savunma sistemlerinin geliştirilmesini sağlayacak.
İçerik Üretiminde Yeni Ufuklar: Generative AI yükselişine devam
2020’li yılların Generative AI yani “üretken yapay zekâ” dönemi olduğunu daha önce yazmıştım. Üretken yapay zekâ; metin üretimi, resim üretimi, video üretimi gibi her türlü üretkenliği ifade ediyor. Yazının başında ifade ettiğim SORA video üretimi de bu alanda müthiş bir yenilik. Generative AI, 2025'te içerik üretiminin geleceğini belirleyecek en önemli trendlerden biri olacak. Özellikle dil modeli tabanlı Generative Pretrained Transformers (GPT) gibi yapay zekâ modelleri, metin, görsel ve video içerik üretimini devrim niteliğinde değiştirecek. 2025’te bu tür yapay zekâ uygulamaları, daha özgün ve kişiselleştirilmiş içeriklerin üretilmesini sağlayacak. Her geçen gün bu alanda yepyeni uygulamaların ortaya çıktığını izliyoruz. Dünyanın büyük güçleri bu alanda da kıyasıya bir yarış halinde. Örneğin, metin yazarlığı, video prodüksiyonu ve grafik tasarım gibi üretken endüstrilerde, Yapay Zekanın katkısı oldukça yüksek olacak. Ancak, bu gelişme aynı zamanda içerik doğruluğu ve etik meseleleriyle ilgili yeni sorunları gündeme getirecek. Yapay zekâ tabanlı içeriklerin yanlış bilgi üretme potansiyeli, 2025’te daha geniş bir şekilde ele alınması gereken bir konu olacak.
Yapay Zekâ ve Etik: Regülasyonlar ve Yasal Çerçeveler
Yapay Zekanın giderek daha güçlü hale gelmesi, aynı zamanda etik ve yasal sorumlulukları da beraberinde getiriyor. 2025’te, yapay zekâ sistemlerinin nasıl geliştirileceği ve nasıl kullanılacağına dair daha sıkı regülasyonlar ve yasalar getirilmesi bekleniyor. AI governance (Yapay Zeka yönetimi) ve AI ethics (Yapay Zeka etiği) konuları, sadece teknoloji şirketleri için değil, tüm endüstriler için kritik bir alan olacak. Özellikle bias (önyargı) ve transparency (şeffaflık) gibi konular, Yapay Zekâ sistemlerinin güvenilirliğini artırmak için önemli olacak. Yapay Zekanın karar alma süreçlerinde daha şeffaf ve adil olabilmesi için, algoritmaların daha anlaşılır hale gelmesi gerekecek. Bunun yanı sıra, Yapay Zekâ sistemlerinin sosyal sorumlulukları, insan hakları ve özel hayatın korunması gibi etik meselelerle paralel bir şekilde gelişmesi sağlanması icap ediyor.
Kuantum Yapay Zekâ
Bu sektör henüz emekleme aşamasında, ancak şimdiden teknoloji ve araştırma çevrelerinde heyecana neden oluyor. Kuantum hesaplama ve yapay zekayı birleştiren bu sistem, geleneksel yapay zekanın verimli bir şekilde üstesinden gelemeyeceği kadar karmaşık sorunların üstesinden gelmek için tasarlanmıştır. Yukarda ifade ettiğim sağlık alanındaki gelişmeler bu seviyeye ulaşıldığında inanılmaz noktalara gelecek. Optimizasyon, örüntü tanıma veya Big Data denilen devasa veri işleme alanlarında büyük hamleler olacak. Bu varsayımsal bir konu değil, giderek büyüyen bir gerçeklik. IBM ve Google gibi şirketler kuantum yapay zekaya büyük yatırımlar yaparak sağlık, finans ve lojistik gibi sektörleri dönüştürme potansiyelini zaten ortaya koyuyor.
Diyaloğa Dayalı Yapay Zekâ
Diyaloğa dayalı yapay zekâ, bu alana girmek isteyen şirketler için kolay bir giriş noktası. Çünkü bu sayede büyümesi diğer uygulamalara göre daha hızlı olma potansiyelinde. Diyaloğa dayalı yapay zekâ halihazırda müşteri destek sohbet robotları, yapay zekâ ile müşteri adayı oluşturma ve e-ticarette yaygın olarak zaten kullanılmaktadır. 2025 yılında bu sektörlere ilave olarak hukuk hizmetleri, eğitim, emlak ve daha niş uygulamalar için diyaloğa dayalı yapay zekada daha fazla büyüme göreceğiz.
Yapay Zekâ- İnsan İş birliği
İnsan ve yapay zekâ bir rekabet içinde değil, aksine iyi bir ekip oluşturma meylinde ilerliyor. Yapay zekâ işleri kolaylaştıran ve iş yükünü alan bir hizmet sunarken insan da işleri yöneten ve ilk fitili ateşleyen konumda halen. Yapay zekâ araçları, trendleri ortaya çıkarmak için verileri analiz ederek insanların bilinçli kararlar almasına yardımcı olur. Daha fazla çalışan yapay zekâ iş birliği konusunda rahatladıkça ve daha niş araçlar piyasaya çıktıkça, günlük insan-yapay zekâ iş birliklerinde bir artış göreceğiz.
Buradaki gelişmelerin ne kadarının yeni yıl içerisinde yaşanacağını hep beraber göreceğiz. Tüm yazılarımda ifade ettiğim gibi artık yapay zekâ çağının içindeyiz ve yapay zekâ dünyayı değiştiriyor. Dikkatlice izleyelim ama izlemekle yetinmeyip bu trene ülkece binelim. İş işten geçmeden.
0 Yorum